Atatürk ve Binicilik

 Atatürk ve Binicilik

ATATÜRK VE BİNİCİLİK

Ata ve atçılığa özel bir merak ve sevgisi yanında iyi bir binici de olan Atatürk, yurtta atçılığı ve yarışçılığı daima özendirdi. Yakınlarını da bu konuya ilgi göstermeye neredeyse zorladı. Bu da atçılığın ve yarışçılığın lehine olmuştu. Onun bu yoldaki emir ve direktifleriyle Türk atlı sporları olumlu bir gelişme kaydetmişti.

Büyük kurtarıcının 14 Ocak 1923 günü İzmir`de Uşakzade Muammer Bey`in kızı Latife Hanım ile evlendikten sonra eşine verdiği armağanların arasında güzel bir atın bulunması da Atatürk`ün ata gösterdiği ilgi ve verdiği değerin ifadesidir kuşkusuz. Atatürk`ün tavlasındaki atların arasında “Sakarya” ya karşı özel bir ilgisi ve sevgisi olduğu da bilinir. Atatürk tatil günlerindeki atlı gezilerini hep “Sakarya” ile yapmak istemiştir.

Büyük Atatürk`ün at sevgisi , onu da bir ara yarışçılığa sevk etmişti. Gerçekte Atatürk belki de bunu yarışçılığı teşvik için yapmıştı. Atatürk`ün atının kazandığı bir yarışı, atçılık dünyamızın ünlü kişilerinden Said Akson`un “Yarışçılık Anıları” kitabından öğreniyoruz. Bu olayı , yazarının kaleminden keşfetmek gerekir:

“..Sosyete ve kordiplomatik yarışlarla alakalı idi. Fransa`dan gelen atlar içinde bir kısrak vardı. Bu Atatürk`ün atıydı. O sıra Afgan Kralı Amanullah Han Ankarayı ziyarete gelmişti. Atatürk Amanullah Han`ı yarışlara getirdi. Algrette yarışlara katıldı. Primerole gibi kuvvetli bir rakiple karşılaşacaktı. Algrette koşuyu kazandı. Amanullah Han çok memnun oldu ve Atatürk`ü hararetle tebrik etti.

Algerette Fransa da epey koşu kazanmış bir kısraktı, fakat tandonları zayıftı ve sene sonunda haraya çekildi, Ukko ile Alliance`in kızı olan Algrette çok muvafakiyetli bir damızlık oldu. Karacabey harasında Cumulus`ten doğurduğu Çankaya isimli ilk tayı Atatrük o zamanlar Türk Konkur ekibinin as binicilerinden Saim Polatkan`a hediye etmiştir..”

Atatürk`ün Süvarileri`nin binicilik dünyasının en büyük yarışmalarından biri olan Roma Enternasyonal Konkurupikleri`nin en büyük mükafaatı ve en önemli yarışlarından olan “Mussolini Kupası”nı kazanmaları Büyük Atatürk`e pek büyük sevinç ve mutluluk vermişti. Bunu günün Başbakanı Celal Bayar`ın, bu büyük başarıyı kazanan ekibin lideri General Cevdet Bilgişin`e yolladığı şu telgraftan da anlamak mümkündür Tarihi telgraf şöyledir:

“Milletler Müsabakasında Mussolini altın kupasını kazandığınızı bildiren telgrafınızı sevinçle aldım. Parlak muvaffakiyetlerinizi ve minnet duygularınızı Atatürk`e arz ettim. şefimiz hepinizden memnun oldular. …

Bende ekibimizi hararetle tebrik ederim . Ayni muvaffakiyetin bundan sonraki müsabakalarda da tecellisini diler, ayrı ayrı hepinizi gözlerinden öperim. – Celal Bayar.”

Gazi Koşusu

Onun yüce adına Gazi Koşusu düzenlenmektedir. Öte yandan Atatürk`ün Hipodroma gelerek at yarışlarını izlemesi de memleketimizde yarışçılığın inkişafı konusunda en büyük teşviki teşkil etmiştir. Ünlü İtalyan mimarı Viotti Violli tarafından yapılan ve günümüze dek olanca güzelliğiyle ulaşmış bulunan Modern Ankara Hipodromu’nda Atatürk`ün emir ve direktifleriyle inşa edilmiştir.

Türkiye`de atçılığı ve yarışçılığı teşvik amacıyla kurulan “Yarış Islah Encümeni” de Atatürk`ün büyük desteğini görmüştü. Bu encümenin vaki ricası üzerine adına bir Gazi Koşusu`nun ihdas edilmesine severek izin vermiş (1926) ve böylece Türk yarışçılık dünyasının en önemli klasik koşusu halini almış bulunan Gazi Koşusu, 1927 yılından bu yana Türk yarışçılığına renk katmaya başlamıştır.

İngiltere yarışçılık aleminde Derby ne ise , bugün Türk Yarışçılığında da Gazi Koşusu odur. Gazi Koşusu, bugün Türk yarışçılığının en büyük ve en önemli klasiği olarak devam etmektedir. 1927 yılından bu yana yarışlar aralıksız olarak gerçekleştirilmektedir. Yarış dünyamızın en büyük klasiği olan Gazi Koşusu`nun armağanı, Atatürk`ün at üzerindeki gümüş heykelidir. Ünlü heykeltraş Şadi Çalık`ın eseri olan bu heykel 1970 yılından beri Gazi Koşusu galiplerine verilmektedir.