BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN İÇERİĞİ

 BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN İÇERİĞİ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN İÇERİĞİ

Beden Eğitimi:

Kişinin beden, ruh ve  fikir gelişimini sağlamaktır. İnsanın, toplum kurallarına uygun olarak yaşaması, birbiriyle olan ilişkilerinin iyi örneğini verebilmesi, yardımsever, insan haklarına saygılı, dürüst davranması, zeki, ruhsal ve bedensel yapı itibariyle sağlıklı olmasıyla bağlantılıdır. Beden Eğitimi, insanın sosyalleşebilmesi ve kişiliğini bulup doğru bir çizgi üzerinde yol almasında büyük rol oynar.

Kısaca beden eğitimi bireyin beden sağlığını, ruh sağlığını, beden becerilerini geliştirmeye yönelik, gerektiğinde çevresel koşullara ve katılımcıların özelliklerine göre değiştirebilen esnek kurallara dayalı oyuna, cimnastiğe, spora dönük alıştırma ve çalışmaların tümünü kapsayan geniş tabanlı bir etkinliktir.

Kaynak: Okularda Beden Eğitimi-Hikmet Aracı

Spor:

Spor denildiğinde genellikle, fizik kondisyonu iyileştirmeyi amaçlayan oyun, yarışma ve mücadele anlayışı ile yapılan fiziksel etkinlikler akla gelir.

Başka bir deyişle spor, ferdi yada kolektif oyunlar şeklinde gerçekleştirilen ve genellikle bir yarışmaya yol açan, kesin kurallara göre uygulanan ve ani bir yararı beklenmeden yapılan beden hareketlerinin bütünüdür.

Spor, kişinin ruhsal gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte çağımızın en önemli olaylarından birisidir.

Spor, eğlenmek oyalanmak ve bedeni zinde tutmak, başarılı olmak şampiyonluk elde etmek için yapıldığı kadar, “iş ve meslek olarak” da yapılmaktadır. Ama sporun spor olarak yapılması çok daha faydalı neticeler doğurmaktadır.

Diğer taraftan spor, kitleleri arkasından sürükleyen, çeşitli rekabet unsurlarını içinde barındıran çok yönlü bir faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sporun günümüzde, hem ferdi, hem sosyal, hem ahlaki, hem ulusal, hem de uluslar arası boyutları vardır. Onun için kimi spor otoriteleri, öğretmenler, yetişkinler, psikologlar ve daha birçok kişi, başarılı, sağlıklı ve yaratıcı olmak v.b. amaçlar için spor yapmayı tavsiye etmektedir.

Spora psikolojik ve felsefi açıdan bakanlar, sporun daha çok bir” oyun ve deneme” üzerinde durmaktadırlar.

Spor deyince bazılarının aklına, sporcu denilen kişiler, yarışmak, şampiyon olmak, rekor kırmak gelmektedir.

Spor doğunca başlar, ölünceye kadar devam eder. Onun için, her yaşın bir oyunu ve sporu vardır. Ve herkesin yatkın olduğu bir sporun da olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu bakımdan spor, hayatın bir parçasıdır.

Spor konusunda ki en önemli tartışmalardan birisi de şudur; Oyun oynamanın ve spor yapmanın bir başka amacı olmalı mı olmamalı mı?

Bir başka deyişle spor ;

Spor kavramının tanımı değişik kaynaklara göre farklı bakış açıları ile farklı şekillerde yapılmıştır. Spor kavramının kesin bir tanımının yapılamamasının nedenlerinden biri, sporun özünde taşıdığı anlam ile sporun kullanılma biçiminin karıştırılması ya da farklı şekillerde algılanmasıdır. Bu genel saptamalar doğrultusunda sporun değişik tanımları verilerek, bu açıklamalar ışığında kapsayıcı ve kesin bir spor tanımının yapılması kolaylaşacaktır.

Spor sözcüğü Latince`de dağıtmak, birbirinden ayırmak anlamına gelen “Disporte” ve “Deportone” sözcüklerinden kaynaklanır. İngilizce`de önceleri “Disport” ya da “Desport” biçiminde yer almış, zamanla ilk hecelerinin aşınması sonucu “sport” sözcüğüne dönüşmüştür.

Bugün dilimizde yaygın olarak kullanılan spor sözcüğünün anlamı eskiden “idman” sözcüğü ile karşılanmaktaydı. “Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma” olarak tanımlanan idman sözcüğü, Türkçe`de var olduğundan veri küçük değişikliklerle ancak her zaman aynı anlamda kullanılmıştır.

Türk Dil Kurumu Sözlüğünde spor “Kişisel ya da toplu biçimde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, kimi kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü” olarak tanımlanmıştır.

Spor, tek başına toplum ya da takım halinde yapılan, kendine özgü kuralları, teknikleri olan bedensel ve zihinsel yetilerin gelişimini sağlayan, eğitici ve eğlendirici bir uğraş olarak da tanımlanmaktadır.

Psikolojik açıdan spor ise, bireyin topluma uyumunu sağlayan, ruh ve beden sağlığını güvence altına alan hareketler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Psikologlar sporu, giderek artan rekabetçi olan günlük yaşamın beraberinde getirdiği sürtünme ve gerginlik gibi tehlikelere karşı en etkili panzehir olarak görmektedirler.
Tıp doktorları sporu, düşünsel ve bedensel eylemler arasında düzenli aralıklarla yapılan ve ruh-beden sağlığını dengeli bir biçimde geliştirmeyi amaçlayan eylemler şeklinde tanımlanmaktadır.

Spor pedagogu H.Neusel`e göre ise spor, “Boş zamanları değerlendirme, dinlenme performans yetisini artırma amacıyla oyun ya da yarışma biçiminde düzenlenen her türlü motorik aktiviteleri kapsayan eylem biçimidir.”

Toplum bilimci K.Heinman ise sporu, belirleyici değişkenler yaklaşımıyla ele alarak şöyle tanımlamaktadır: Spor, bedensel bir aktivitedir: spor toplumsal normlara göre düzenlenir, spor üretime yönelik değildir.

Sporu insanların fiziksel yetenek ve becerilerini kullanarak yarışmalarını içeren kurallara, bağlanmış toplumsal bir oyun olarak tanımlayabiliriz. Ayrıca spor insanların fiziki, sosyal, psikolojik, kültürel ve zihni gelişmelerine katkıda bulunan toplumun sağlıklı nesiller kazanmasını sağlayan uluslar arası alanda da toplumun kültürünü tanıtabileceği, dinlerin, politikacıların, coğrafi koşulların ve her çeşit insanca özelliklerin ayrılıklarını ortadan kaldıran insanları ve ulusları birleştiren bir semboldür.

Spor bireysel olarak fiziksel ve sağlık kazandırırken, aynı zamanda ruhsal olarak da yenilenme ve iyileşme gerçekleştirmektedir. Bununla birlikte spor, toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlaması ile daha sağlıklı bir toplum yaratılmasında öncü ve destekçi bir unsur olma özelliğini de korumaktadır.

Spor dünya üzerinde çok farklı etnik ve dinsel kökene mensup insanları bir araya getirip, kaynaşmalarına katkıda bulunan kişisellik ve yöresellikten evrenselliğe ulaşan barışa ve başarıya hizmet eden bir olgudur.